Kuantum Sözü – Zamanın Ötesinde
Kuantum Sözü hikâyesinde, Sırma ve Selim aralarındaki mesafeye meydan okuyan bir bağ paylaşırlar; ne kadar uzağa düşerlerse düşsünler, bu bağ asla kopmaz. Bu fikir sadece güzel bir metafor değil, fizik dünyasında gerçekten var olan bir olgudur: kuantum dolanıklık.
Bu kitabın satışından elde edilecek tüm gelir, ÇOKSEV – Çocuk Kanserleri Sevgi ve Dayanışma Derneği’ne bağışlanacaktır.
Özünde, kuantum dolanıklık iki parçacık arasındaki gizemli bir bağdır. İki parçacık dolanık hale geldiğinde, durumları birbirine bağlanır; aralarındaki mesafe ister birkaç milimetre ister evrenin öbür ucu olsun farketmez. Birine bir şey olduğunda, diğeri anında tepki verir; sanki ışıktan daha hızlı iletişim kuruyorlarmış gibidirler.
Hayal edin: Sen ve en yakın arkadaşın, sihirli birer madeni para aldınız. Senin paran yazı gelirse, arkadaşının parası her zaman tura gelir — ikiniz dünyanın neresinde, hatta uzayda olursanız olun. İşin püf noktası? İkiniz de parayı atmazsınız; evren son anda karar verir ama sonuçlar her zaman kusursuz şekilde zıt çıkar.
Bilim insanları bu tuhaf etkiyi defalarca test ettiler ve sonuç hep aynı kaldı: Dolanık parçacıklar klasik fiziği açıklayamayacağı kadar derin bir şekilde bağlantılı davranıyorlar.
Einstein bile bu fikri huzursuz edici bulmuş ve ona “uzaktan hayaletimsi etki” (spooky action at a distance) demiştir. Einstein, fiziği tam anlamadığımızı düşünmüştü ama sonraki deneyler kuantum dolanıklığın gerçek olduğunu ve evrenin işleyişinin temel bir parçası olduğunu kanıtladı. Bugün bu tuhaf bağ sadece bir gizem değil, kuantum bilgisayarlar ve ultra-güvenli iletişim gibi en ileri teknolojilere de yön veren bir gerçektir.
Peki bu bizim için ne anlama geliyor? Bu, evrenin düşündüğümüzden çok daha derin bir şekilde birbirine bağlı olduğunu gösteriyor. Bir şekilde, her şeyin ve herkesin birbirine bağlı olabileceğini ima ediyor.
Belki de Sırma ve Selim gibi, bizim sevgi, aile ve dostluk bağlarımız da zamanın ve mekânın sınırlarının ötesinde varlığını sürdürüyor.
