En mutsuz müşterileriniz en büyük öğrenme kaynağınızdır.

Bill Gates

Son trendleri gözlemleyerek, mobil devrimin kullanıcı merkezli tasarım, kullanıcı deneyimi, davranışsal segmentasyon ve bire bir pazarlama gibi en sıcak fikirleri tetiklediğini veya bir şekilde katalize ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu terimlerin testle nasıl ilişkili olduğunu sorabilirsiniz. Cevap, kullanıcı dokunuşu ve geri bildirim gerektirmeleridir.

Mobil uygulamaları incelediğimizde yukarıda bahsedilen fikirlerin hepsinin görünür olduğunu görüyoruz. Mobil uygulamalar kullanıcı odaklı tasarlanmalı, özellikler hedeflenen kullanıcının deneyimi ile uyumlu olmalı, kullanıcı segmentasyonu/profilleme demografik değil davranışsal olarak yapılmalı ve pazarlama birebir yapılmalıdır. Tüm bunlar, kullanıcıların yükselişte olduğu anlamına gelir, bu nedenle herhangi bir mobil uygulamada başarılı olmak için onlara odaklanmanız gerekir. Test, kullanıcı gereksinimlerini doğrulamanın ve doğrulamanın bir yolu olduğundan, herhangi bir mobil test etkinliğinin ilk ve en akıllı başlangıç ​​noktalarından biri kullanıcılara dayalı olmalıdır.

Test etmeye başlamadan önce, kullanıcıların ihtiyaçlarını anlamanız, kültürel normlarını ve farklılıklarını tanımlamanız, onları nesillere (X, Y, Z, C) veya herhangi bir davranış grubuna ayırmanız ve her şeyden önce onlarla empati kurmanız gerekir. Bir mobil test cihazı, kullanıcılar için neyin önemli olup neyin olmadığını ayırt edebilmelidir.

Kullanıcı merkezlilik ve empati kavramları uygulanmıyorsa veya test organizasyonunuz genelinde yaygın bir şekilde yaygınlaştırılmıyorsa, iyi testlerden söz edilemez. Özellikle mobil test yapıyorsanız! İyi bir mobil test cihazının işletme ile BT arasında bir köprü görevi görmesi gerektiğini ve köprünün bir tarafı eksikse, tamlık veya denge hakkında asla konuşamayacağınızı unutmayın.

Şimdi empatinin test açısından ne anlama geldiğini açıklayayım. Herhangi bir mobil test projesinde iyi bir başlangıç ​​yapmak istiyorsak öncelikle “Kullanıcılarımız için önemli olan nedir?” sorusunun cevabını net bir şekilde anlamamız gerekir. Hepimiz er ya da geç zaman baskısı yaşadığımızdan, bu anlayış bize testlerimizi önceliklendirme konusunda esneklik sağlayacak ve en önemli özelliklere ve işlevlere odaklanmamıza yardımcı olacaktır.

İki farklı kullanıcı düşünün:

İlk kullanıcı:

  • Bir BT organizasyonunda yönetici
  • Metropol bir şehirde yaşıyor
  • Teknoloji bağımlısı ve interneti sosyal medya, bankacılık, alışveriş ve seyahat için kullanıyor
  • Akıllı telefonu var

İkinci kullanıcı:

  • Ev hanımı
  • Bir banliyöde yaşıyor
  • Instagram, Facebook, dergi haberleri ve diyet programlarını kontrol etmek için interneti kullanıyor
  • Akıllı telefonu var

Bu iki kullanıcı arasındaki tek benzerlik bir akıllı telefona sahip olmaları. Her iki kullanıcının telefonunda bulunan kamera uygulamasını test eden bir test kullanıcısıysanız, bir kullanıcının uygulamayı sanal bir mağazada QR kodunu taramak için kullanabileceğini ve ikinci kullanıcının makyajını bitirdikten sonra nasıl olduğunu kontrol etmek için bir selfie çekmek için kullanacağını bilmeniz gerekir. Aynı uygulama birkaç amaç için kullanılabilir ve tümü, kullanıcılarınızın bazı davranışlarını yansıtır.

Testin bağlama bağlı olduğuna inanıyorsak, empati kurmamız ve kullanıcıların uygulama hakkında ne söylediklerini, uygulamayı nasıl kullandıklarını, ürünü kullanma motivasyonlarını ve kullanırken acı noktalarını ve nedenini görmemiz gerekir. Bunların tümü, daha iyi mobil testler için değerli bilgilerdir.